Yukarı Dudullu mah. Narin sok. NO:48/B Ümraniye / İSTANBUL
   0216 364 22 10     0535 300 29 44 TEKLİF AL
Yukarı Dudullu mah. Narin sok. NO:48/B Ümraniye / İSTANBUL

19 Yüzyıl Öncesinde Tuz Üretim Alanları Nerelerdir?

19 Yüzyıl Öncesinde Tuz Üretim Alanları Nerelerdir?

Bizzat insan vücudunun da bir bölümünü oluşturan bu kristal parçacıkları sadece gündelik yaşamı tatlandırmakla kalmamış, tarih boyunca verimliliğin sembolü olmuş, yapılan araştırmaların sürekliliği veya verilen sözlerin tutulması hep tuzla ifade edilmiştir.

Tuz ve tuz üretim alanları, Osmanlı Devleti’nin sosyal, idari ve ekonomik hayatında önemli bir yere sahiptir. Tuz kelimesi Orta Asya’dan Anadolu’ya neslimizle birlikte gelmiştir. Türk mitolojisine göre tuz, bir Türk atası tarafından keşfedilmiştir. Nuh Peygamber’in torunu Türk’ün oğlu Tutuk avladığı geyiği yerken yere düşürmüş ve yerin tuzlu olmasından dolayı tuzu keşfetmiştir. Tuzun Türk kültüründeki yeri onun önemli bir madde olduğunun kanıtıdır.

Osmanlı Devleti'nin ilk fetihleri, tuz işletmelerinin faaliyet gösterdiği bir bölgede yapıldığından, kuruluşundan itibaren tuz üretimi, ticareti ve tuz işletmeciliği ile uğraşmaya başlamıştır. Devletin tuz fabrikalarına olan ilgisi sonucunda tuz üretimi, nakliyesi, depolaması, fiyat tespiti ve ticareti doğrudan devlete ait olduğu gibi tuzlu hanelerin mülkiyeti de olmuştur. Tuz; üretim, nakliye, depolama, ticaret ve vergilendirme aşamaları geniş bir kitleye iş imkânı sağlayan önemli bir gelir kalemiydi.

19. yüzyılın ikinci yarısından önce tuz ve tuz üretim alanlarına ilişkin yapılan yasal, idari, medeni ve ticari düzenlemeler ve uygulamalar, 19. yüzyılın ikinci yarısı ve sonrasındaki düzenlemelere göre oldukça farklıdır. Bu dönemde tuz üretim alanları yasal olarak maden ocağı gibiydi ve madenlerle ilgili kural ve düzenlemelere tabiydi. Madenlerin ve hazinelerin hangi topraklardan çıkarıldığına bakılmaksızın, çıkarıcı bunun beşte birini devlete vermek zorundaydı.

Tuz üretim alanları ve tuz dükkanlarına ilişkin düzenlemelere ilk olarak 14. yüzyıl Tapu Kanununda rastlanmıştır. Tuzla ilgili yasal düzenlemeler kod ve yasak isim olarak ikiye ayrılmaktadır. Tuz madenleri de madenlerle aynı kanuna sahip olduğu için maden kanunlarında tuz madenleri ile ilgili maddeler de bulunmaktadır. Bu kanunlardan biri de Hezarfen Hüseyin Efendi'nin Telhîsü'l-Beyân fî Kavânîn-i Âl-i Osman adlı eserindeki Der Ahval-i Ma'adin ve Memlaha Kavânîn-i Bîlâd-ı Mahsûsa'dır. Bu kanun madenlerin ve tuz madenlerinin işletme şartları ve işletmeci tarafından ödenmesi gereken vergi miktarı hakkında genel bilgiler içermektedir. Örneğin, II. Mehmet ve II. Beyazıt dönemi trikoları dışından tuz alıp satanları cezalandırmak ve gerekli önlemleri almak için tuz yasakları gösterilebilir.

19. yüzyıl öncesinde tuz üretiminin yapıldığı asıl yerler Akdeniz, Adriyatik, Karadeniz sahilleri, Anadolu, Rumeli ve tabi devletlerde bulunmaktaydı. Bunlar, Akdeniz sahilinde, Ayas, Becin, Patnos, İzmir, Menemen, Rodos, Çandarlı, Kızılcatuzla, Enez, Gümülcine, Selanik, İnebahtı ve Midilli, Kıbrıs, Eğriboz, Mora adaları; Adriyatik sahillerinde Avlonya ve Delvine; Karadeniz bölgesinde Ahyolu ve Tekfurköyü, Anadolu’da, Koçhisar Gölü, Hacıbektaş ve Divriği, Rumeli’de İzvornik, tabi devletlerde Boğdan, Eflak, Transilvanya ve Ragüza idi.



7/24 Ücretsiz Sevkiyat Hizmeti - İstenilen Yere Taşıma - Hizmet ve Kalitede En İyisi.
HEMEN ARA GETİRELİM.
0216 364 22 10